Klavikula(köprücük kemiği) kırıkları Tüm kırıkların %5’ini oluşturur. Omuz kuşağı yaralanmalarının %44 ü, ciddi omuz bölgesi yaralanmalarının yarısı klavikula kırığı ile beraberdir. Çocukluk çağının en sık kırığı klavikuladagörülür..
Köprücük kemiği kırıklarının en yaygın sebebi bir darbedir. Bu darbe düşmeyle, omuza darbe almakla veya bir trafik kazasında meydana gelebilir.
Bazı insanlarda köprücük kemiği herhangi bir darbe almadan da kırılabilir. Bu insanların kemikleri genellikle genetik bir nedenle (doğuştan) veya sonradan ortaya çıkan bir nedenle (örneğin kanser veya osteoporoz ) normalden daha zayıftır.
Yeni doğan bebeklerde başka herhangi bir sağlık sorunu olmayan bir bebeğin doğumu sırasında annenin kullandığı güç bazen bebeğin köprücük kemiğini kırabilir. Doğum sırasında ortaya çıkan yaygın bir kemik kırılmasıdır bu. Bu durum genellikle daha hastanedeyken tespit edilir ve bebek hızla iyileşir.Çok nadir olmakla birlikte bazen hekim, çocuğun güvenli bir şekilde doğabilmesi için onun köprücük kemiğini kırabilir. Bu durum ancak omuz distosisi denilen süreç geliştiği zaman meydana gelir. Bugün söz konusu durumla baş etmek için birçok başka teknik mevcut olduğundan artık pratikte nadiren uygulanmaktadır.
Çocuklar ve adölesanlarda köprücük kemiği çocuklukta en fazla kırılan kemiktir. Bu kırıklar genellikle doğrudan omuz üstüne düşme veya bir spor olayı veya oyun sırasında kolu fazla uzatmak yüzünden meydana gelir. Bazen güreş yaparken veya diğer temas sporları sırasında köprücük kemiğine doğrudan darbe almak da kırığa neden olabilir.
Yetişkinler ve Yaşlılarda Çocuklarda kırığa neden olan spor faaliyetleri yetişkinlerde de kırıklara sebep olabilir; ama yetişkinlerdeki kırık genelde trafik kazalarıyla ilişkilidir.Kırık köprücük kemiği en sık olarak kırık olan yerde ani bir ağrı şeklinde belirti gösterir.Bazı insanlar bir kırılma sesi duyduklarını söylerler.Kimi insanlar kollarını gövdelerine yakın tutarak diğer elleriyle destekleme eğilimindedir. Ağrının varlığına rağmen, bazı insanlar, özellikle genç yaştaki atletler, köprücük kemiğinin kırılmasının ardından hiç beklenmedik bir kol hareket kabiliyetini korumaya devam edebiliyorlar.Kırığın olduğu yandaki omuz yerçekimine bağlı olarak öne veya aşağı doğru eğilir.Köprücük kemiği el ile muayene edilirse ağrı en fazla kırığın olduğu yerdedir. Bazen kırığın üzeri elle yoklandığında bir çıtırdama duyulur.Kırığın üzerindeki deri dışarı doğru yumru yapar ve daha önceki berelenmeyi gösterecek şekilde kızarık veya mor olabilir. Genellikle hasta kolunu içe-aşağı-öne dönük etkilenen extremite vücuda yapışık ve diğer extremite tarafından destekli şekilde tutar. Beraberinde akciğer, damar, sinir yaralanmaları ve omuz çevresi ve kaburga kırıkları görülebilir.
Sadece köprücük kemiğinin kırık olduğu belliyse, en önemli tedavi ağrıyı azaltmaktır.Bunun için kol mümkün olduğunca az oynatılmalıdır. Bir havluya sarılmış buz torbası doğrudan doğruya köprücük kemiğine uygulanmalıdır. Aspirin, ibuprofen ve acetaminophen etkili reçetesiz ağrı kesicilerdir.Büyük bir mendil, havlu veya evdeki ilk yardım çantalarında bulunan üçgen bandajlarla bir askı yapılabilir. Mendili veya havluyu bir üçgen oluşturacak şekilde ikiye katlayınız. Bundan sonra önkolu üçgenin geniş kısmına yatırarak uçları ensede bağlayınız. Dirsek bükük olmalı ve göğüse yaslanmalıdır.
Direkt düz grafi ve bilgisayarlı tomografi tanı konulmasında yeterli olacaktır.
Tedavide ilk önce düzeltme , sabitleme ,ağrı kesici tedaviler,buz tatbiki uygulanabilir. Çoğu köprücük kemiği kırıları omuz kol askısı veya 8 bandaj adı verilen omuz sabitleyici bandajlar ile tedavi edilirler genellikle 3-4 haftalık sabitleme kırık kaynaması için yeterli olur. Çocuklarda genelde kırıklar kendiliğinden geriler. Kaynama kısmında oluşan tümsek yıllar içinde kendiliğinden geriler.
Köprücük kemiği omuz kısmına yakın (distal 1/3 kırıklar) veya kırık uçları birbirinden çok ayrılmış kırıklar, damar sinir yaralanması olan kırıklar , açık yarlanma bulunan ve kemiğin açıkta olduğu kırıklar ve kaynamayan köprücük kemik kırıkları için cerrahi tedavi önerilir.